Paris Gezilecek Yerler 2023 | En İyi 32 Yer Önerisi
  1. Anasayfa
  2. Gezilecek Yerler

Paris Gezilecek Yerler 2023 | En İyi 32 Yer Önerisi

0

Şöyle iç açıcı bir Paris gezilecek yerler tanıtımına hazır mıyız? Dünyanın en popüler şehirlerinden biri olan Paris, gezilip görülecek yerler bakımından da oldukça zengindir. Tam 4 bin yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Paris şehri, Sein Nehri’nin hemen yanı başına dik bir yaka şeklinde konumlandırılmıştır. Paris, Fransa’nın başkenti olmasıyla birlikte, aynı zamanda bu ülkenin birçok açıdan en önemli şehridir. Kentin nüfusu ortalama olarak 2,5 milyon seviyelerindedir. Ancak bu sayının yerli ve yabancı turistlerle birlikte kat ve kat arttığını söyleyebiliriz. Paris’in gezilip görülecek yerleri ise adeta saymakla bitmiyor. Ve bu yerlerin birçoğu da UNESCO Dünya Miraslar Listesi’nde yer almaktadır. Üstelik çeşitlilik bakımından da zengin olması, tatil için Paris’in tercih edilmesindeki baş unsurlar arasındadır.

Paris Gezilecek Yerler

Tarihi yerler, doğal güzelikler, eğlence mekanları, restoranlar, oteller, spor merkezleri ve çok daha fazlası, aşıklar şehri Paris’te sizleri bekliyor olacaktır. Tabii bu harika kentin lezzetlerinden bahsetmemek olmaz. Dünyanın önde gelen mutfakları arasındaki Fransız mutfağı, tüm güzelliklerini adeta Paris şehrinde bir araya getirmiştir. Yani Paris’e geldiğinizde Fransız mutfağına ait en güzel lezzetleri deneyimleme fırsatınız olacaktır. Ve elbette ki tüm bu lezzetleri, Paris gezilecek yerler deneyiminiz esnasında tatmanızı tavsiye ediyoruz. Ortalama olarak iki haftalık sürenizi ayırıp, Paris gezinizi en güzel şekilde tamamlayabilirsiniz. Ve biz de bu içeriğimizle birlikte, sizler için gezi rehberi niteliğinde harika bir liste yaptık. İşte karşınızda, Paris gezilecek yerler listesi…

Eyfel Kulesi

Eyfel Kulesi

Paris gezilecek yerler dendiğinde, akla gelen ilk seçenek hiç şüphesiz ki Eyfel Kulesidir. Şehrin simgesi haline gelmiş ve dünyaca da ünlü olan bu kule, şehrin tam merkezinde yer alıyor. Ve şehrin en önemli otel, restoran, kafe vb. işletmeler de yüzlerini tamamıyla bu kuleyle göndermiştir. Çünkü Eyfel Kulesi manaları bir yerde olmak, Paris şehrinde bulunan kişiler için çok önemlidir. Orijinal adı Eiffel Tower olan bu ikonik kule, ilk başta bir fuar amacıyla inşa edilmiştir. Kule, 1889 yılında adını da almış olduğu Gustave Eiffel tarafından tasarlanmıştır. Ünlü tasarımcı, bu kulenin tasarımını ise Expo fuarı için hazırlamıştır. Kulenin yapılış amacı ise Fransızların kendilerini demir ve çekil sanayisinde ne kadar geliştiğini tüm dünyaya göstermek amacı taşımaktadır. Kulenin şimdiki hali ise özellikle de yabancı turistler tarafından çok fazla ilgi görmektedir. Toplam yüksekliği 324 metre olan Eyfel Kulesinin demirlerinin tıpkı bir dantel gibi işlendiğini görmekteyiz. Toplamda üç farklı kattan oluşan bu kuleye çıktığınızda ise Paris şehrini adeta kuş bakışı ve 360 derece manzaralı olacak şekilde seyredebilirsiniz. Ancak özellikle de tatil sezonlarında Eyfel Kulesi civarının gerçekten de çok kalabalık olduğunu belirtmek isteriz.

Zafer Takı

Zafer Takı (Arc de Triomphe)

Yine Paris şehrinin sembolik yapılarından bir diğeri de Zafer Takı’dır. Asıl adı Arc de Triomphe olan bu yapıt, tarihi açıdan oldukça önemlidir. İlk yapım panlaması 1805 yılına dayanan Arc de Triomphe projesi, Napolyon’un zafer kazanılan her şehre bir tak yapma sözü ile ortaya çıkmıştır. Ancak daha sonrasında işler istendiği ölçüde ilerleyememiş ve Arc de Triomphe yapımı ise 1936 yılında ancak tamamlanabilmiştir. Ve mimarlığını Jean Chalgrin’in yaptığı Zafer Takı, ortalama olarak 45 metrelik bir uzunluğa ve 22 metrelik de bir genişliğe sahiptir. Ayrıca bu tak, 22 farklı caddenin birleştiği ve dünyanın en büyük kavşağı olarak bilinen yerin tam ortasında yer almaktadır. Paris şehrinde güzel bir gün geçirdikten sonra, şöyle keyifli bir yürüyüş yaparak sizleri karşılayacak olan Zafer Takı’nı görmeye gidebilirsiniz.

Concorde Meydanı

Concorde Meydanı

Paris şehrinin ve hatta dünyanın en güzel şehir meydanlarından biri olan Concorde Meydanı, Şanzelize Caddesi üzerinde yer almaktadır. Ayrıca bu caddenin diğer ucunda ise Zafer Takı bulunuyor. Toplamda 359 metrelik bir genişliğe sahip olan meydan, Paris şehrinin en büyük ve Fransa genelinin ise ikinci en büyük meydanı konumundadır. Tarihi açıdan önemi çok büyü olan Concorde Meydanı, Kraliçe Marie Antoniette’nin de öldürülmüş olduğu yer olarak biliniyor. Meydan üzerinde yer alan Mısır Anıtı ise burada bulunan en göz alıcı eserlerden biridir. Buraya geldiğinizde, meydanın o köklü geçmişini derinden hissedebilirsiniz. Ayrıca burada, Paris şehrinin birbirinden ünlü restoranları, kafeleri, bahçeleri ve müzeleri de yer alıyor.

Vendome Meydanı

Vendome Meydanı

Yapım yılı 1702 olarak bilinen Vendome Meydanı, bir diğer adıyla Paris Place Vendome olarak da biliniyor. Burası, yapıldığı dönemin en önemli ticaret merkezi konumundaydı. Günümüzde ise Paris şehrinin en lüks mağazalarına ev sahipliği yapıyor olduğunu söyleyebiliriz. Meydanın ismi ise hemen yanı başında bulunan ve dünyaca ünlü bir işletme olan Vendome Otelden geliyor. Meydan üzerindeki en dikkat çekici yapı ise toplam yüksekliği 4,3 metre olan Vendome Sütunudur. Yine burada bulunuyor olduğunuz zaman diliminde de meydanın yanı başındaki kafe ve restoran işletmelerinden, Paris’in meşhur lezzetlerini deneyimleyebilirsiniz.

Şanzelize

Şanzelize (Champ Elyees)

Elbette ki siz de hayatınızın bir noktasında Şanzelize Caddesi ismini duymuşsunuzdur. İşte bu cadde Paris şehir merkezinde yer almakta ve aynı zamanda da dünyanın en meşhur caddelerinden biri olarak bilinmektedir. Ve birçok film ile yine çok sayıda roman, içeriğinde bu caddeye mutlaka yer vermiştir. Şanzelize Caddesinin bir ucunda Zafer Takı yer alırken, diğer ucunda ise Concorde Meydanı yer almaktadır. Caddenin uzunluğu 2 kilometre, genişliği ise tam 70 metredir. Ayrıca cadde üzerinde 6 şerifli bir araç yolu bulunuyor. Zaten Fransa devleti için önemli olan geçit, kutlama ve törenlerin birçoğu da bu cadde üzerinde yapılıyor. Siz de Paris gezilecek yerler listenizdeki rotalar arasında geçiş yaparken bu güzel caddeyi kullanabilirsiniz.

Rue Cremieux

Rue Cremieux

Burası, Paris şehrinin doğu kısmındaki Gare de Lyon bölgesinin küçük bir sokağıdır. Özellikle de son zamanlarda, Rue Cremieux sokağının Paris açısından çok meşhur bir yer haline gelmiş olduğunu söyleyebiliriz. Zaten çok da büyük bir yer olmamasına karşılık, sosyal medyada yapılan paylaşımlar sayesinde popülerliği gün geçtikçe artmış ve insanların gelip görmek istediği bir yer haline gelmiştir. Sokağın genişliği sadece 7,5 metre civarında ve sokağın içerisinde ise birbirine bakan iki katlı rengarenk evler bulunuyor. İnşa edilme tarihi 1865 olan bu güzel sokağın uzunluğu ise yaklaşık 144 metre civarındadır. Siz de Paris tatil deneyiminiz esnasında Rue Cremieux sokağına uğrayıp burada birbirinden güzel fotoğraflar çekebilirsiniz.

Saint Germain des Pres

Saint Germain des Pres

Saint Germain bulvarı olarak bilinen bu yer, Paris şehrinin romantik ve estetikliğini adeta gözler önüne seriyor. Şehrin en hareketli yeri olarak tanımlayabileceğimiz Saint Germain des Pres’de hayatın hiçbir zaman durmadığını söyleyebiliriz. Yani günün her bir saatinde burada insan kalabalığı görmeniz mümkündür. Şehrin tarihi kiliseler ve birbirinden güzel sanat galerilerini de yine bu bulvarda görebileceksiniz. Paris şehrinin önemli bir parçası olma süreci 1850’li yıllarda başlayan Saint Germain des Pres bulvarı, toplamda 3,5 kilometrelik bir uzunluğa sahip. Paris tatil deneyiminizde bu bulvara uğramanızı da tavsiye ederiz.

Montmartre

Montmartre

En güzel filmlerin çekildiği yer olarak bilinen Montmartre, ayrıca Paris şehrinin de en yüksek kısmında yer alıyor. Ressamlar Tepesi olarak da anılan Montmartre, oldukça köklü bir tarihi geçmişe sahip olmasına karşın, günümüze gelene kadarki sürecinde bu tarihi dokusunu hiçbir zaman kaybetmemiştir. Buraya geldiğinizde, bölgenin estetikliğine adeta hayran kalacaksınız. Ayrıca Picasso ve Vincent Van Gogh gibi dünyaca ünlü ressamlar da yine yaşamlarının belirli bir kısmını burada sürdürmüştür. Önceden daha çok fakir kesimin tercih ediyor olduğu Montmartre, günümüzde ise şehrin en gözde yerlerinden biridir. Tabii ki siz de bu bölgeye gelip sokaklarında yürüyerek, tarihi geçmişinin o derin hissiyatını hissedebilirsiniz.

Louvre Müzesi

Louvre Müzesi

Paris gezilecek yerler listemizde yine dünyaca ünlü bir yere daha gidiyoruz. Tam 73 bin metrekarelik dev bir alanı kaplayan Louvre Müzesi, bununla birlikte dünyanın en büyük müzesi olma özelliğini de elinde tutuyor. Müze içerisinde 350 binden fazla eser bulunuyor olmakla birlikte, müzenin yıllık ziyaretçi sayısı ise 10 milyonu geçiyor. Ve müzede çok fazla eser bulunduğu için, Louvre Müzesi gezinizi tamamlamanız da biraz zamanınızı alacaktır. Ancak burada bulunmak ve o güzel tarihi eserleri incelemek, sizlere gerçek anlamda keyif verecektir diyebiliriz. Eğer siz de bu müzeyi gezip görmek isterseniz, kendinize özel bir program hazırlamanızı öneririz. Çünkü müze içerisindeki her bir eseri inceleme fırsatı yakalamanız neredeyse imkansız olacaktır. Bunun yerine kendi ilgi alanınıza dair eserleri incelemeye koyulursanız, daha verimli ve keyifli bir müze turu yapmış olursunuz. Louvre Müzesi binası ilk olarak bir kale amacıyla inşa edilmiştir. Daha sonrasında ise 15’nci yüzyılda sanat akademisi olarak hizmet verdiğini biliyoruz. 1793 yılına gelindiğinde ise müze olarak ziyarete açılmış olup, içerisinde de 537 farklı eser sergilenmekteydi. Ve zamanla da dünyaca ünlü eserlerin getirilmesiyle birlikte, günümüzde tam 350 bini aşkın eserin sergilendiği dev bir müze haline geldi. Hiç şüphesi ki hepimizin bildiği bir eser olan ve Leonardo Da Vinci’nin sanatçılığını üstlenmiş olduğu meşhur Mona Lisa tablosunun orijinali de Louvre Müzesinde yer alıyor. Paris şehri tatili yapacak olursanız, bu harika müzeye gelmenizi de mutlaka tavsiye ederiz.

Orsay Müzesi

Orsay Müzesi

Paris şehrinin bir diğer meşhur müzesi olan Orsay Müzesi, kendi binasıyla bile tarihi bir yer olma özelliği yaşıyor. Yapılış yılı 1900 yılı olan bu bina, o dönemlerde tren garı olarak kullanılmaktaydı. Tam 39 yıl boyunca tren garı olarak kullanılmaya devam ettikten sonra daha farklı amaçlara hizmet ettiği biliniyor. 1977 yılına gelindiğinde ise müzeye dönüştürülmüş ve şehrin en önemli yerlerinden biri haline getirilmiştir. Orsay Müzesi içerisinde, sanat akımlarının en ilgi çekicileri arasında olan Empresyonizm eserlerini ağırlıklı olarak görebilirsiniz. Yine bu müzede de Leonardo Da Vinci gibi ünlü isimlere ait eserleri de görmeniz mümkün. Siz de Paris gezilecek yerler serüveninizde şöyle güzel bir müze deneyimi yaşamak istiyorsanız, Orsay Müzesini sizlere kesinlikle tavsiye ederiz.

Picasso Müzesi

Picasso Müzesi

Bu müze, dünyaca ünlü ressam Pablo Picasso’nun eserlerine ev sahipliği yapmaktadır. 1973 yılında dünyada gözlerini yuman Picasso, yaşamının çok büyük bir bölümünü de Paris şehrinde geçirmiştir. Ailesi ise cenaze masrafları ve veraset vergisi vermemek için, ünlü sanatçının tüm eserlerini Fransa devletine bağışlamışlardır. Ve işte o eserler, günümüzde bu harika müze içerisinde sergileniyor. Picasso Müzesi içerisinde, sanatçıya ait olan 200’den fazla resim, çeşitli çizimler, seramikler ve ek olarak 158 tane de heykel yer almaktadır. Yine bunların yanında, aynı müze içerisinde Pablo Pisacco’ya ait kişisel eşyaları da görebilirsiniz.

Rodin Müzesi

Rodin Müzesi

Şimdi de sırada, Paris gezilecek yerler listenize ekleyebileceğiniz ve daha çok heykel tarzında eserler görebileceğiniz Rodin Müzesi var. Yine burada da hepimizin bildiği o dünyaca meşhur eser olan düşünen adam heykeli bulunmakta. 1919 yılından bu yana müze olarak kullanılan bu binanın dışında da yine ilgi çekici eserler görmeniz mümkündür. Ancak hem bahçe kısmı ve hem de içerinin ayrı ücretlendirmelete tabi tutulduğunu da belirtmek isteriz. Rodin Müzesi son dönemlerde güzel bir restorasyon işleminden geçerek yenilenmiştir. Ve siz de bu harika müzeyi gezmeye başladığınızda, müze içerisindeki o güzel heykeller içerisinde adeta kaybolacak, zamanın bir anda nasıl akıp gittiğini hiç anlamayacaksınız.

Orangerie Müzesi

Orangerie Müzesi

Paris’in en güzel bahçelerinden bir olan Tuileries Bahçesi içerisinde yer alan Orangerie Müzesi, 1857 yılında inşa edilmiş ve 1927 yılında ise müze yapılmak amacıyla restore edilmiştir. Müze binası aslında Tuileries Sarayı’nın eski bir serası olarak kullanılmaktaymış. Günümüzde ise her yıl milyonlarca kişinin ziyaret ettiği bir müze halinde hizmet vermektedir. Ve bu harika müzede, dünyaca ünlü ressam Claude Monet’e ait güzel eserleri görebilirsiniz.

Jacquemart Andre Müzesi

Jacquemart Andre Müzesi

Paris şehrinin ünlü koleksiyoncuları arasında olan Edouard Andre ile eşi Nelie Jacquemart’ın yaşamları süresinde biriktirdiği eserler, günümüzde Jacquemart Andre Museum’de sergilenmektedir. Yine bu güzel çiftin yaşamış oldukları ev olan yapıt, şu an Jacquemart Andre Museum adıyla Paris şehrinin en önemli müzelerinden bir haline getirilmiştir. Müze içerisinde ise Nattier, Boticelli ve diğer ünlü sanatçıların eserlerine de yer verilmiştir. Ve sizler de 1913 yılında açılan Jacquemart Andre Museum’a gelerek burada birbirinden güzel resim, sanat koleksiyonu, heykeller ve çok daha fazlasını görüp inceleyebilirsiniz.

Carnavalet Müzesi

Carnavalet Müzesi

Paris şehrinin en önemli müzelerinden biri olan Carnavalet Müzesi, tarihi objeler, sanatsal tablolar ve çok daha fazlasına ev sahipliği yapıyor. Paris’in yüksek değerli tarihi objeleri için de yine bu müzede belirli kısımlar ayrılmıştır. Bu güzel müzeye geldiğinizde, aynı zamanda Fransa devletinin köklü tarihini doğru da uzun bir yolculuğa çıkmış olursunuz. Ayrıca Fransız Devrimi’nin en önemli bildirgelerinden biri olan İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi de Carnavalet Müzesi’nde ziyaretçilerin sergisine sunulmuştur. Genel itibariyle ücretli olan bu müzenin aynı zamanda ücretsiz olarak ziyaret edilebilen kısımları da mevcuttur.

Decouverte Müzesi

Decouverte Müzesi (Palais de la Découverte)

Türkçe karşılığı Bilim ve Kaşifler Müzesi olan Palais de la Découverte, Grand Palais’in de hemen arka tarafında yer alıyor. Müze binası içerisinde 1937 yılında bir bilim sergisi gerçekleştirilmiş ve o dönemden sonra buranın müze olarak kullanılmasına karar verilmiştir. Çocuklar tarafından da yoğun ilgi gören Decouverte Müzesi’nde kimya, matematik, fizik ve astronomi gibi bölümleri ziyaret edebilirsiniz. Ve bu harika müze sizleri adeta kainatın var oluşuna dair önemli bir yolculuğa çıkaracaktır.

Lüksemburg Bahçesi

Lüksemburg Bahçesi (Jardin Du Luxembourg)

Şimdi de sırada, Paris şehrinin masal diyarı olarak bilinen Lüksemburg Bahçesi var. Paris şehir merkezinin 6’ncı bölgesinde yer alan Lüksemburg Bahçesi, her mevsim ayrı bir güzelliğe bürünüyor. Paris şehrinin kalabalık ve gürültüsünden uzaklaşmak isteyen kişiler, kendilerini 22 hektar büyüklüğündeki bu huzur dolu bahçeye atıyorlar. Ve burada bulunmak, insana gerçek anlamda huzur ve dinginlik kazandırıyor diyebiliriz. Bahçenin iç kısmında ise sahip olduğu mimarisi ile birlikte insanı kendine hayran bırakan Lüksemburg Sarayı bulunuyor. Sarayın hemen ön kısmında ise yine çok büyük bir yapıya sahip olan havuz yer almakta. Eminiz ki sizler de Lüksemburg Bahçesi’ni çok sevecek ve buraya gelerek Paris tatilinize renk katmış olacaksınız.

Versay Bahçesi

Versay Bahçesi (Versailles Chateau)

Versay Sarayı, Avrupa’nın en büyük sarayı olarak bilinen yapıttır. 1668 yılında XIV. Lois tarafından inşa ettirilmiş olan bu sarayın insanı gerçekten de etkileyen bir mimariye sahip olduğunu söyleyebiliriz. Sarayın en göz alıcı kısımlarından biri ise hiç şüphesiz ki mimarisini Andre Le Notre’nin yapmış olduğu devasa bahçesidir. Bahçe içerisindeki süslemeler, heykeller ve süs havuzları gerçekten de çok ilginizi çekecektir. Ayrıca bu görkemli bahçenin tarihi bakımdan önemi de çok büyüktür. Çünkü burası, tarihsel açıdan çok önemli olan Versay Antlaşması’nın da imzalanmış olduğu yer olarak biliniyor. Ayrıca tüm bu alanları gezip görmek için de ziyaretçilerden hiçbir ücret talep edilmiyor.

Tuileries Bahçesi

Tuileries Bahçesi

1564 yılında Medici Ailesi tarafından yaptırılmış olan Tuileries Bahçesi, Paris şehrinin en huzur verici yerlerinden biridir. Concorde Meydanı ve Louvre Müzesi gibi simgesel şehir yerlerinin tam orta kısmında yer alan Tuileries Bahçesi, 1667 yılından bu yana halkın kullanıma açık haldedir. Bahçenin toplam büyüklüğü 25 hektar civarındadır ve Paris’in tam merkez noktasında yer almasından ötürü de buraya kolaylıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Bahçe içerisinde ise devasa süs havuzları, yeşil alanlar, yürüyüş yolları, oturabileceğiniz yerler, kafeler, çocuk oyun alanları ve çok daha fazlası yer alıyor.

Boulogne Ormanı

Boulogne Ormanı

İçerisinde birbirinden güzel piknik yerleri, yürüyüş yolları ve harika bir doğa barındıran Boulogne Ormanı, Paris şehrinin batı noktasında yer alıyor. Orman parkının içerisine geldiğinizde, burada bulunan yeşil doğa ve göller karşısında gerçekten de hayretlere düşeceksiniz. Yani burayı çok sevecek, huzur bulacak ve adeta ruhunuzu dinlendirmiş olacaksınız. Geçmiş dönemlerde Fransa krallarının av bölgeleri olarak kullanmış olduğu Boulogne Ormanı, toplamda 846 hektarlık bir büyüklüğe sahiptir. Burayı park olarak kabul eden kişi ise III. Napolyon olmuştur. Ve o tarihlerden bu yana, şöyle huzurlu bir doğa deneyimi yaşamak isteyen herkes, soluğu Boulogne Ormanı’nda alıyor. Zaten Paris şehir merkezine de çok yakın olmasından ötürü buraya yürüyerek bile kolayca ulaşım sağlamanız mümkün.

Parc de la Villette

Parc de la Villette

Paris şehrinin en keyif verici ve modern parklarından biri olan Parc de la Villette, 1984 ve 1987 yılları arasında İsviçreli mimar Bernard Tchumi tarafından inşa edilmiştir. Park alanının içerisine geldiğinizde, burada birbirinden güzel müze ve tema parkları görebilirsiniz. Şehrin en önemli kültür merkezi konumundaki Parc de la Villette, aynı zamanda Avrupa’nın en büyük ilim müzesine de ev sahipliği yapıyor. Ancak burası şehir merkezine biraz ters noktada kaldığı için hiçbir zaman hak ettiği ilgiyi görememiştir. Ve sizler de Parc de la Villette parkına gelecek olursanız, burada bulunan Cite des Sciences et de L’Industrie Müzesi’ni özellikle gezip görmenizi tavsiye ederiz.

Parc des Buttes-Chaumont

Parc des Buttes-Chaumont

Şehrin en önemli yeşil alan ve parklarından biri olan Parc des Buttes-Chaumont, 1867 yılından bu yana halk ziyaretine açıktır. Paris gezilecek yerler serüveninde keyifli bir gün geçirmek isteyen kişiler, toplam büyüklüğü 25 hektar olan bu güzel parkı ziyaret edebilir. Diğer parklara nazaran daha eğimli bir yapıda olan Parc des Buttes-Chaumont parkı, aynı zamanda 5,5 kilometrelik de bir yürüyüş yoluna sahiptir. Yani burada yürümek, sizlere adeta bir dağda yürüyormuş gibi hissettirecektir. Yine dilerseniz, bu güzel parkın içerisinde sevdiklerinizle birlikte piknik keyfi de yapabilirsiniz.

Champ De Mars

Champ De Mars

İsmini mitolojik savaş tanrısı olan Mars’dan alan Champ De Mars parkı, Paris şehir merkezindeki en güzel kısımlardan biridir. Eyfel Kulesi’nin hemen alt kısmında yer alan bu arazi, oldukça büyük bir alanı kaplıyor. Hatta burası 16’ncı yüzyıllarda tarla olarak kullanılmaktaymış. Daha sonrasında ise Fransız Ordusuna kazandırılmasıyla birlikte arazinin önemi gün geçtikçe daha da arttı. Ayrıca tarihe kazınan Champ De Mars mars katliyamı da tam olarak burada yapıldı. Siz de günümüz yıllarında oldukça sakin ve doğa harikası bir yapıda olan Champ De Mars parkında vakit geçirebilirsiniz.

Parc Monceau

Parc Monceau

Paris şehrinin merkezi bir konumunda yer alan Parc Monceau, toplamda 2 hektarlık bir büyüklüğe sahiptir. Yemyeşil ağaçları olan ve içerisinde de harika göler bulunan bu park, eminiz ki sizlerin de çok hoşuna gidecektir. Burada yapılabilecek en keyifli aktivite ise hiç şüphesiz ki sabah yürüyüşleridir. Siz de Paris gezilecek yerler serüveninizde sabahın erken saatlerinde gelerek bu harika parkta yürüyüşe çıkabilirsiniz.

Parc Montsouris

Parc Montsouris

Tam 15 hektarlık büyükçe bir yapıya sahip olan Parc Montsouris, Paris şehrinin en meşhur yerlerinden biridir. Özellikle de hafta sonlarında tercih edilen bu parkta daha çok Fransız vatandaşları görmekteyiz. Yani şehre gelen yabancı turistler, bu parka pek de uğramıyor diyebiliriz. Ancak bunun sebebi, parkın o kişiler tarafından pek de bilinmiyor olmasından kaynaklanmaktadır. Tabii biz bu içeriğimizde Parc Montsouris parkını sizlere bildirdik. Sizler de eğer Paris şehrine tatile gidecek olursanız, şöyle huzur dolu anlar yaşamak için burayı ziyaret edebilirsiniz.

Notre Dame Katedrali

Notre Dame Katedrali

Zaten dünyaca ünlü bir yapıt olan ve 15 Nisan 2019 yılında çıkan yangınla da artık tüm dünya tarafından bilinen Notre Dame Katedrali, dünyanın önde gelen kiliseleri arasındadır. Mimarisi ile herkesin beğenisini toplayan bu kilise, maalesef ki o büyük yangında en önemli kısımlarını kaybetti. Bu katedralin asıl ünlenmesi ise ünlü yazar Victor Hugo’nun Notre Dame’in Kamburu adlı kitabında yer almasından sonra gelişti. Bu antik kilisenin yapımına 1163 yılında başlanmış ancak 345 yılında ancak tamamlanabilmiştir. Yangın sebebiyle şu an ziyarete kapalı olan Notre Dame Katedrali, 2024 yılından sonra tekrardan halk ziyaretine açıkacaktır.

Les Invalides

Les Invalides

XIV. Louis döneminde, 1671 ile 1678 yılları arasında inşa edilen Les Invalides, günümüzde Paris şehrinin en önemli yapılarından biri olarak gösterilmektedir. İçerisinde farklı kısımları bulunan Les Invalides; kilise, müze, hastane ve askeri koleksiyona ev sahipliği yapmasıyla bilinmektedir. Ve bu tarihi yapının önemli bir yer olmasındaki asıl sebep ise içerisinde bulunan Dome Kilisesidir. Ayrıca Fransa’nın meşhur kralı Napolyon’un mezarı da burada yer almaktadır. Savaş döneminde ise tam 4 bin gazinin bakımı, bu yapıtın içerisinde gerçekleşti. Yapıtın içerisindeki kısımlar ise sırasıyla Dome Kilisesi, Ordu Müzesi, Hotel de Invalides ve St. Lois des Invalides olarak biliniyor. Siz de Les Invalides’i ziyaret ederek Paris gezinize tarihi ve dini açıdan önemli bir kilise deneyimi ekleyebilirsiniz.

Madeleine Kilisesi

Madeleine Kilisesi

Atina şehrinin ünlü Akropolis’ine de çok benzeyen benzeyen Madeleine Kilisesi, 1763 ile 842 yılları arasında inşa edilmiştir. Sahip olduğu mimarisi ile ziyaretçilerinin ilgisini yoğun bir şekilde çekmekte olan bu kilise, sizlerin de kesinlikle gezip görmesini tavsiye ettiğimiz yerler arasındadır. Kilisenin adı, Mecdelli Meryem’den geliyor. Ve bu kilise binası tarih boyunca tiyatro, banka ve borsa binası gibi farklı amaçlarla da kullanılmıştır. Kilisenin etrafında 52 farklı sütun yer alıyor. Kiliseni sahip olduğu o harika mimarisinin yanı sıra, içerisinde yer alan On Emir kabartmaları ve Kıyamet Günü resim işlemelerini de mutlaka incelemelisiniz.

Sainte Şapeli

Sainte Şapeli

Fransa kiliseleri arasında en popüler yapıtlardan biri olan Sainte Şapeli, gotik mimarinin önde gelen eserlerlerinden sayılır. Bu şapel, IX. Louis’in isteği üzerine 1248 yılında inşa edilmiştir. Ve bu şapelin yapılmasıyla birlikte, Fransa’nın dini kutsal emanetleri de burada saklanacaktı. Sainte Şapeli’nin içerisine girdiğinizde ise tavan kısmında yer alan ışıklandırmalardan ötürü kendinizi adeta bir ışık dünyasında gibi hissedeceksiniz. Hatta bu binanın yapımında kullanılan paranın yaklaşık 3 katı kadarı, içerisindeki dini eserleri bir araya getirmek için harcanmıştır. Sainte Şapeli içerisindeki en önemli dini eser ise 1239 yılı Haçlı Seferi sırasında Bizans İmparatoru’ndan satın alınan Hz. İsa tacıdır. Siz de Paris gezilecek yerler listenize bu şapeli de ekleyerek kendinize harika bir tarihi gezi deneyimi hediye edebilirsiniz.

Sacre Coeur Bazilikası

Sacre Coeur Bazilikası

Paris şehrinin meşhur bir yeri olan Ressamlar Tepesi bölgesindeki Sacre Coeur Bazilikası, kalker taşı kullanılarak inşa edilmiş muhteşem bir yapıttır. Bu yapıtın inşasına 1875 yılında başlanmış ancak 1914 yılında ancak tamamlanabilmiştir. Mimar Paul Abadie ise inşaat devam ederken vefat ettiği için buranın ibadete açılış tarihi olan 1919 yılını görememiştir. Kilisenin rengi genelde beyaz renk tonları dahilindedir. Ancak kalker taşından yapılma olduğu için kendi kendini temizleme özelliği bulunuyor. Ve kilise mimarisine şöyle bir baktığımızda, Bizans ve Roma mimarisinin ağırlıklı olduğunu görmekteyiz. Ayrıca, Sacre Coeur Bazilikası’nın ön kısmında Hz. İsa ve Aziz Louis’in heykelleri yer almaktadır. Bu etkileyici yapıdaki kiliseyi sizlerin de mutlaka gezip görmesini tavsiye ediyoruz.

Pantheon

Pantheon

Fransa’nın en önemli dini yapıtlarından biri olan Pantheon da yine Paris şehrinde yer almaktadır. Hatta şehrin en sık ziyaret edilen yerlerinden bir olan yapıt, ulaşım açısından da oldukça kolay bir yerdedir. Aslında buranın yapım amacı bir kilise olarak kullanılması üzerindeydi. Ancak daha sonraları Fransız Devrimi gerçekleşti ve Pantheon’un şehrin anıt mezarı olarak kullanılması kararlaştırılmıştır. Dönemin kralı XI. Louis’in isteği üzerine 1758 yılına başlanan yapıtın inşası kısa sürmüş ve yaklaşık bir yıl sonra kullanıma açılmıştır. Ve Fransa’nın önde gelen isimleri arasındaki Pantheon’da J.J. Rousseau’dan, Victor Hugo’ya, Emile Zola’dan, Madame Cuire gibi kişilerin mezarları burada yer alıyor. Siz de bu anlam yüklü yapıtı ziyaret ederek dünya için önemli bir kişilik olmayı başarmış bu insanları mezarları başında anabilirsiniz.

Montparnasse

Montparnasse

Şimdi de sizleri harika bir Paris manzarası seyretmeye götürüyoruz. Montparnasse Gökdeleni olarak bilinen bu yer, aynı zamanda şehrin en yüksek binası konumundadır. Meşhur Eyfel Kulesi’nin de tam olarak karşısında bulunuyor olmasından ötürü, bu noktanın şehrin en merkezi konumlarından birinde olduğunu söyleyebiliriz. Uzun yıllardan bu yana var olan ve 56’ncı katına çıkarak şehri doyasıya seyredebileceğiniz bu noktayı sizlere de tavsiye ederiz. Siz de Pariz gezilecek yerler serüveninizde buraya gelerek şehri 360 derecelik açıyla kuş bakışı manzaraları olacak şekilde seyredebilirsiniz.

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir