Cezayir’de gezilmesi gereken yerler adeta bu bölgenin temsilcisi haline gelmiştir. Kuzey Afrika ülkesi Cezayir, Fransız’dan İspanyol’a, Berberi’den Roma’ya kadar pek çok etkinin bir araya geldiği bir potadır. Kültürlerin bu şekilde harmanlanması, çoğu bugün hala varlığını sürdüren etkileyici bir mimari sahnenin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Cezayir, son dönemde yaşanan siyasi çalkantılar ve savaşın parçaladığı Libya’ya yakınlığı nedeniyle yeterince önemsenmeyen bir turizm merkezidir. Fakat Cezayir’i ziyaret etmeyi reddetmek hata olur. Bu güzel ülkede mimariden başlayarak görülecek pek çok güzellik var.
Roma Hamamları, Khenchela
Cezayir mimarisini keşfetmeye Khenchela’daki iyi korunmuş Roma Hamamları ile başlıyoruz. Mükemmel bir şekilde korunmuş olan bu hamam, mimari bir güzellik ve oldukça gizli bir buluntudur. Yarı yıkık duvarlara ve yüksek sütunlara hayranlıkla bakarken bu hamamları huzur içinde gözlemlemeyi beklemeyin, önünüzde banyo yapan bir grup yerli olması muhtemeldir. Tuğla işçiliği ilk olarak MS 1. yüzyılda inşa edilmiş, bir Osmanlı eklentisi ve soyunma odası kapıları da muhtemelen orijinal değil. Yerlilerle Fransızca veya Arapça sohbet edin veya tarihin tadını çıkarın ya da serin dairesel banyoda ıslanın.
M’zab Vadisi
M’zab Vadisi, Sahra Çölü’ndeki Cezayir’in Ghardaïa Eyaleti’nde yer alır ve beş Mozabit şehrinden oluşur: Ghardaïa, Melika, Beni Esgen, Bonoura ve bir zamanlar çarpıcı bir kasbah labirentine ev sahipliği yapan El Atouf. Bu UNESCO Dünya Mirası Alanını bu kadar özel kılan şey, bu garip konut ve kasaba grubunun olağanüstü mimari güzelliğidir. Binalar yoğun bir şekilde sıralanmıştır ve dar, dolambaçlı geçitler, kapalı yürüyüş yolları ve pastel renkli boyalarla doludur. Derin ve dar bir vadide yer aldığı için görsel etki gerçekten etkileyicidir. Yaklaşık 1.000 yıl önce ayrılıkçı bir İslam mezhebi tarafından kurulmuş olan bu yapı, toplu yaşam için tasarlanmıştır.
Şüheda Anıtı
Bu çarpıcı mimari tasarım parçası bir binadan ziyade bir anıttır. Yine de etkileyicidir. M’zab Vadisi’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kabul edildiği yıl olan 1982’de halka açılan ve bağımsızlığın kazanılmasından sadece 20 yıl sonra inşa edilen bu yapı, Cezayir savaşında kaybedilen hayatlara bir saygı duruşu niteliğindedir. Cezayir’de gezilmesi gereken yerler arasında ilk sıradadır.
Notre Dame Afrika
Roma ve İslam mimarisinden uzaklaşarak, işte Cezayir’deki muhteşem Notre Dame d’Afrique Katolik Kilisesi. 1872 yılında açılan kilise, bu listedeki bazı yapılara kıyasla daha yenidir ancak en az diğer yapılar kadar önemlidir. Alışılmadık bir kat planına sahiptir ve Fransız-Cezayirli dini yapıların usta mimarı Jean-Eugène Fromageau tarafından tasarlanmıştır. Yıllar içinde pek çok kez yeniden inşa edilmiş olsa da, ünlü yazıtıyla birlikte temel çekirdeği varlığını sürdürmektedir: “Afrika’nın Meryem Ana’sı, bizim için ve Müslümanlar için dua et”.
Daha fazla bilgi için: https://en.wikipedia.org/wiki/Notre-Dame_d%27Afrique
Büyük Cami
Kuzey Afrika’daki en önemli İslami yapılardan biri olan Ulu Cami, Büyük Cami olarak da bilinmektedir. 300 metre yüksekliğinde heybetli bir yapıdır ve Cezayir’deki en eski cami olduğu iddia edilmektedir. Güzel minaresinin Tlemcen Sultanı tarafından 14. yüzyılda yapılan bir uyarlama olduğu iddia edilmektedir. Her iki durumda da Almoravid mimarisinin kalan birkaç örneğinden biridir ve hayranlık duymak için uğramaya değer bir yapıdır.
La Grande Poste
Büyük mimari eserleri düşündüğünüzde, postaneler aklınıza ilk gelen şey olmayabilir. Ancak Cezayir’deki La Grande Poste ile fikrinizi değiştirmeye hazır olun. Burası Neo-Mağribi mimarinin çarpıcı bir örneğidir. Ancak beyaz dış duvarları etkileyici iç dekoruyla kıyaslanamaz, bu yüzden içeri girmeyi ve her şeyi içinize çekmeyi unutmayın. Turistler arasında popüler olan ve belki de Cezayir’in en ünlü simgesi olan bu yapı halen kullanımdadır, ama etrafa şöyle bir bakarsanız hiç de yabancılık çekmezsiniz.
Moritanya Kraliyet Mozolesi
Moritanya Kraliyet Mozolesi anlamına gelen Tombeau de la Chrétienne, M’zab Vadisi’nde Cezayir ile Cherchell arasında yer alan eşsiz bir mezar anıtıdır. Ülke tarihinin iki önemli figürü burada gömülüdür: Berberi Juba II ve Moritanya’nın eski kral ve kraliçesi Kleopatra Selene II. Üçüncü yüzyılda inşa edilen mezarın kral ve kraliçenin yanı sıra onların soyundan gelenlere de adanmış olduğu iddia edilmektedir, ancak Kleopatra Selene II Moritanya’nın son kraliçesi olmuştur. Mimari olarak, tasarımında açık bir antik Yunan etkisi vardır. Yapı dairesel bir şekilde, tamamen taştan bir höyük üzerine inşa edilmiştir ve piramidal bir çatı ile örtülmüştür.
Cezayir’de gezilmesi gereken yerler için tıklayınız!
