Sümela Manastırı
Siz değerli okurlarımıza kucak dolusu sevgilerimizi iletiyor ve bu içeriğimizin konusunun Sümela Manastırı olacağını belirtmek istiyoruz. Ülkemizin için eşsiz bir tarihi güzellik olan Sümela manastırı, aynı zamanda gezilip görülecek yerler arasında da mutlaka uğramanız gereken bir yer niteliğindedir. Biz de bu yapıtı ziyaret etmek isteyen ve burası hakkında bilgi edinmek isteyen kişiler için bir bilgilendirme içeriği hazırlamak istedik. İşte karşınızda Sümela Manastırı tarihi ve hikayesi ile birlikte, tarihi yapıta ait diğer önemli bilgiler…
Sümela Manastırı Giriş Ücreti 2023
2023 yılı için Sümela Manastırı giriş ücreti 115 TL‘dir. Sadece Altındere’yi gezmek istiyorsanız, Altındere giriş ücreti ise 10 TL‘dir.
Sümela Manastırı Ziyaret Saatleri
Haftanın her günü açık olan Trabzon Sümela Manastırı ziyaret saatleri şu şekildedir;
Açılış Saati = 09:00
Kapanış Saati = 19:00
Sümela Manastırı Nerede?
Karadeniz Bölgesi’nin gezilecek yerleri arasında önemli bir nokta olan Sümela Manastırı, Trabzon ilimizin Maçka ilçesinde yer almaktadır. Tam konum olarak ise bu manastırın ilçe sınırları içerisinde bulunan Altındere Vadisi’ndeki Meryem Ana Deresi’nin Batı kesimlerinde olduğunu belirtmek isteriz. Bu derenin yamacındaki Kara Tepe üzerinde bulunan Sümela Manastırı, deniz seviyesinden tam 1150 metre yükseklikte konumlandırılmıştır.
Sümela Manastırı Açık Mı?
Trabzon Sümela Manastırı, bazı bakım ve güvenlik çalışmaları sebebiyle sadece bir dönem için geçici olarak kapatılmıştı. Şu an ise tamamen açık olmakla birlikte bu güzel yapıtı dilediğiniz gibi gezip görebilirsiniz.
Sümela Manastırı Tarihi
Toprakları üzerinde çok sayıda tarihi yapıt bulunduran ülkemiz, bu alanda dünyanın önde gelen bölgeleri arasında yerini almaktadır. Ve Sümela Manastırı ise ülkemizdeki birbirinden harika tarihi yapıtlardan yalnızca bir tanesidir. Tarihi ve hikayesi ile ön plana çıkan bu muhteşem yapıt hakkında sizleri daha detaylı bir şekilde bilgilendirmek isteriz.
Sümela Manastırı, bu yapıtın inşa edildiği dönemde yaşayan insanlar tarafından “Meryem Ana” olarak anılmaktaydı. Bu yapıt halk yerleşim yerlerinin tam 300 metre yukarısına inşa edilmiş ve Meryem Ana’ya adanmıştır. Yapıt ismi olan Sümela’nın kelime anlamına baktığımızda ise “melas” sözcüğünden türediğini görüyoruz. Ve “melas” kelimesi de siyah anlamına geliyor olmakla birlikte, Meryem tasvirisinin de siyah olması sebebiyle manastıra bu ismin verildiği düşünülüyor.
Sümela Manastırı hakkında birçok hikaye ve rivayetin var olduğunu söyleyebiliriz. Ve bu hikaye ve rivayetler arasında en yaygın olanı ise şudur;
“Rivayete göre Sümela Manastırı, rüyalarında Hz. İsa ve Hz Meryem’i görmeleri üzerine Atina kentinden yola çıkarak 375 ile 395 yılları arasında Trabzon kentine gelmiş olan Sophranios ve Barnabas adındaki iki rahip tarafından inşa edilmiştir. Tarihler 6’ıncı yüzyılı gösterdiğinde ise İmparator Justininus buranın restore edilmesini ister ve imparatorun bu emri üzerine dönemin generali Belisarios Sümela Manastırı’nı restore etmeye başlar.
Manastırın günümüzdeki görünümüne kavuşturulması ise 13’üncü yüzyılda gerçekleştirilen yenileme çalışmaları sonrasında sağlanmıştır. Dönemin kralı III. Alexixos, 1204 yılında kurulmuş olan Trabzon Komnenosları Prensliği zamanında manastırın önemini en üst düzeye çıkarmış ve hatta fermanlar yayınlayarak buraya maddi gelirler aktarmıştır. Ve bu kraldan sonra kralın oğlunun da Sümela Manastırı’na büyük ölçüde önem verdiği, bu yapıtı sürekli olarak zenginleştirip geliştirdiği rivayet edilir.”
1200’lü yılların sona ermesi ve 1300’lü yılların gelmesiyle birlikte Karadeniz bölgesi Türklerin hakimiyetine girmeye başlamıştır. Nihayetinde bölgeyi tam anlamıyla ele geçiren Osmanlı Devleti, manastır haklarını en güzel şekilde korumuz ve bu önemli yapıta değer vermiştir. Takvimler 18’inci yüzyıl zamanlarına geldiğinde ise Sümela Manastırı’nın genel yapısı bozulmaya başlamış ve tehlike çanları çalmaya başlamıştır.
Bunun üzerine Osmanlı Devleti, manastırın bazı duvarlarını fresklerle süslemiş ve birçok kısmını da yenilemiştir. Daha sonrasında ise 19’uncu yüzyılda manastır içerisine büyük binalar ilave edilerek çok daha geniş kapsamlı bir yer haline getirilmiştir. Ve o tarihten sonra en görkemli, en zengin ve en harika görünümüne kavuşmuş olan Sümela Manastırı, bugünlerde de yine o yapıtların varlığıyla birlikte ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Ancak 1916 ve 1918 yıllarında Rus işgalleri sırasında manastıra düşmanlar tarafından el konduğunu da belirtmek isteriz. Ancak bu düşman gaspı fazla sürmemiş ve Sümela Manastırı 1923 yılı itibariyle tekrardan Türklere geçmiştir.
Sümela Manastırı genel yapısını incelediğimizde, birbirinden farklı bölümlerinin bulunduğunu görüyoruz. Bu bölümler arasında ise kütüphane, kutsal ayazma, öğrenci odaları, misafirhane, mutfak, şapel ve ana kaya kilisesi mevcuttur. Yapılarının oldukça geniş biçimde olduğu Sümela Manastırı’nda bir de büyük su kemeri yer alıyor. Ve o kemerden günümüzde dahi su gelmektedir.
Ancak kemer yapısı pek de sağlam olmayıp, bazı kısımları ise yıkılmıştır. Manastıra ulaşmak için dar ve uzunca bir merdiven yolundan yürünmesi gerekiyor. Yapıtın giriş kapısına gelindiğinizde, hemen yan tarafta muhafız odalarını göreceksiniz. Ayrıca bu kısımdan manastırın iç avlusuna inmeniz de mümkün. Avluya indiğinizde çevrenizde yer alacak olan odaların içerisindeki ocaklar, hücreler ve dolaplar, tamamiyle Türk sanatı etkisiyle tasarlanmıştır. Kaya Kilisesi ile bitişik şapelin dış ve iç duvarları ise freskler ile doludur. İşte bu fresklerden bazıları, III. Alexios dönemine ait tasarımlardır. Ayrıca Sümela Manastırı fresklerine şöyle dikkatlice baktığınızda, İncil isimli kutsal kitaptan alınmış birçok sahnenin işlenmiş olduğunu göreceksiniz.